2014 yunus parklarına en büyük darbe oldu

2015’i insan sömürüsüne ve işkencesine maruz kalan tüm canlıların daha fazla özgürleştiği bir yıl olarak kutlama umuduyla…

Yunuslara Özgürlük Platformu olarak deniz hapishanelerine karşı 2014’te neler yaptığımızı listeledik, katkıda bulunduğumuz süreçlerin bir bölümünü aktarmaya çalıştık (özet).

Sivil toplum kuruluşlarından (STK) gazetecilere, sanatçılardan yazarlara, dalış okullarına kadar çok geniş bir kesimin desteği ve bize gönderdiğiniz yazılar ve çeviriler ile farkındalığın artmasını sağlayan sizlerin de katkılarıyla geçtiğimiz yıl Türkiye’de yunus parklarına karşı pek çok ilki gerçekleştirdik.

Önce TBMM gündemine, ardından CITES (Avrupa Komisyonu) başvurumuzla STK’lar dışında uluslararası düzeyde resmi boyuta taşınan yunus parkı sorunu, Türkiye çapında her yerde eylemler, filmler, imza kampanyaları ve mektuplar ile desteklendi.

Hayvan özgürlüğü için 2015’te hep birlikte, daha fazla mücadele etmek dileğiyle…

Ocak Bana Göz Kulak Ol Duyarlı Yaşam Derneği (BGKO) ve PtoT Films tarafından hazırlanan Benim Bir Dostum Var videosu yayınlandı. Taiji Koyu’ndaki canlı yunus avıyla yunus parkları arasındaki kanlı ticaret arasındaki bağlantıyı tüm çıplaklığıyla anlatan video, yunus parkları tarafından gizlenen acı gerçekleri ve özgürlük mesajlarımızı yalnızca bir hafta içinde milyonlarca kişiye ulaştırdı. Videonun planlanması ve hazırlanması sürecinde biz de gerekli izinlerin Oceanic Preservation Society ve Dolphin Project’ten alınması, metinlerin Türkçeleştirilmesi ve uyarlanması konusunda BGKO sanatçılarına destek verdik.

Şubat 120 ülkede faaliyet gösteren turizm devi TUI, yunus gösterilerini tur programlarından çıkardığını Alman Balina ve Yunus Koruma Forumu (WDSF) aracılığıyla tüm dünyaya duyurdu. Platform olarak bizim de başvurularımızı gönderdiğimiz TUI’nin sözcüsü Mario Köpers, yunus parklarının yeni dönemde TUI’nin faaliyet göstediği 120 ülkenin tamamında programdan çıkarıldığını açıkladı. WDSF, 2011 yılında ProWal ile birlikte Türkiye’de de birçok eylem yapmış ve Yunuslara Özgürlük Platformu’yla birlikte konu hakkında duyarlılık yaratmak için ön ayak olmuştu. Türkiye’de belediye başkanlarıyla görüşmeler yaparak ülke sınırlarındaki dokuz yunus parkının hukuksuzluklarına dikkat çeken WDSF, geçtiğimiz yılın Kasım ayında da bir başka büyük turizm operatörü FTI ile benzer görüşmeler yapıp yunus parklarını programlarından çıkarmaları konusunda ikna etmişti.

Mart İzmir Ticaret Odası (İZTO) sağduyusunu gösterdi. Show TV’de “Çılgın Proje ” ismiyle yayımlandığı 2012 tarihinden bu yana Türkiye çapında büyük bir tepkiyle karşılanan İzmir’deki yunus gösteri havuzu projesi, iki yıl süren takibimiz ve tepkileriniz sonucu Tarihi Mendirek Projesi’nden tamamen çıkarıldı. İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş’ın imzasıyla platformumuza yollanan resmi yanıtta, projede çizim olarak yer alan yunus parkının projeden bütünüyle çıkarıldığı bildirildi.

Nisan Yunuslara Özgürlük Platformu olarak, TBMM Çevre Komisyonu’nda 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun değiştirilmesi ile ilgili yapılacak 25 Nisan toplantısı öncesinde TBMM Çevre Komisyonu’na ayrıntılı bir rapor gönderdik. 2010’dan bu yana yaptığımız sayısız yasal başvuru ve eylemi destekler nitelikteki 18 sayfalık raporda, neden mevcut parkların kapatılması ve yenilerine izin verilmemesi gerektiğini etik ve hukuki gerekçelerle bir kez daha açıkladık, bilimsel makaleler ve istatistiklerle sorunu daha net ortaya koyduk.

Mayıs 1 Nisan ayında gönderdiğimiz ayrıntılı rapor sonrasında yunus parklarına yasak getirilmesi ilk kez Meclis gündemine yer aldı. 5199 sayılı kanunda yapılacak düzenlemeler ile yunus parklarının kapatılacağı ve yeni yunus gösteri merkezlerine izin verilmeyeceği Çevre Komisyonu tarafından kamuoyuna açıklandı. Bu açıklama, 2010’dan bu yana yerel ve uluslararası pek çok stk’nın katılımıyla Yunuslara Özgürlük Platformu olarak verdiğimiz mücadelede tutsak hayvanların özgürlüğü için çabalayan herkese umut olduysa da, kısa sürede çıkar çevrelerinin baskısının TBMM’de ağır bastığını gördük.

Mayıs 2 Türkiye’nin taraf olduğu Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme (CITES) maddeleri doğrultusunda, Yunuslara Özgürlük Platformu olarak Cenevre’deki CITES Komitesi’ne ve sözleşmenin yürütücüsü Avrupa Komisyonu’na resmi başvuruda bulunduk. Yaban Hayatı Eylem Grubu Başkanı, Emekli Büyükelçi Süha Umar ile birlikte hazırladığımız 18 sayfa metin ve 20 ek dokümandan oluşan başvuruda, Gazeteci Yalçın Doğan’ın da kaleme aldığı gibi, Bodrum Yunus Parkı başta olmak üzere Türkiye’deki yunus parklarının yasadışı uygulamalarını bir kez daha belgeleriyle gözler önüne serdik. Türkiye’ye deniz memelisi ithalatının durdurulmasını talep ettiğimiz bu resmi başvuru, Uluslararası Hayvan Hakları Mahkemesi’ne yapılan yüzeysel başvurulardan hem niteliği hem de sonucu açısından çok farklıdır. Uluslararası Hayvan Hakları Mahkemesi yalnızca “sembolik bir mevki” olup devletleri ve ülkeleri “kınama” dışında herhangi bir yaptırım uygulayamazken, bilimsel danışmanlar ve uzmanlar ışığında çalışmalarını sürdüren CITES Komitesi, Türkiye’ye yönelik deniz memelisi ticaretine bütünüyle yasak getirebilecek yetkide ve kapasitededir. Bu anlamda somut sonuçlar ortaya koyabilecek ve Türkiye’deki yunus parklarının sonunu getirebilecek ilk uluslararası başvurudur.

Mayıs 24 Dünya çapındaki sivil toplum hareketi Empty The Tanks (Havuzları Boşaltın) eyleminin ikincisi, 44 ülkeyle birlikte aynı anda, bir deniz hapishanesine “ev sahipliği” yapan Muğla’nın Marmaris ilçesinde yapıldı. Sivil hareketin ilki 2013 yılında gerçekleşmiş ve büyük ses getirmişti. Marmaris’te yaşıyor ve yunus parklarında deniz hayvanlarının tutsak edilmesini istemiyorsanız, burada yaşayan ve farkındalık yaratmak için mücadele veren kişilerle güçlerinizi birleştirebilirsiniz! Marmaris’teki gelişmeleri takip etmek için: www.facebook.com/emptythetanksinmarmaris

Haziran 11 TBMM Çevre Komisyonu, tüm tepkilere rağmen çıkar çevrelerinin yanında yer alan bir karar verdi ve mevcut yunus parklarının kapatılmayacağını açıkladı. Tasarıya alt komisyonda eklenen “hayvanların kullanıldığı kara ve su sirkleri ile yunus parklarının kurulması, işletilmesi ve gösteri yapılmasının yasak olduğuna” ilişkin düzenlemeden AKP’li Mehmet Metiner’in verdiği önergeyle vazgeçildi. Metiner’in gayri-ciddi ve bilimsel olmayan 3-5 satırlık önergesiyle yunus parkları ve hayvanlı sirklerin YASAKLANMAMASI kararını alan ve toplantıda Yunuslara Özgürlük Plarformu’na inatla söz vermemek için direten komisyonun, ceplerini doldurmak için çocukları, hayvan sevgisini ve engelli bireyleri bahane eden işletmecilerle ilişkisi ve toplantı öncesinde yürütülen esaret lobisi, bu sonuçla resmen kanıtlanmış oldu.

Haziran 16 Yunuslara Özgürlük Platformu olarak hazırladığımız ayrıntılı dosya, Bana Göz Kulak Ol Derneği (BGKO) sanatçıları ve CHP Milletvekili Melda Onur tarafından Çevre ve Orman Bakanlığı İstanbul 1. Bölge Müdürlüğü’ne teslim edildi. Dosyada, Change.org sitesi başta olmak üzere farklı platformlarda Hayvanları Koruma Kanunu tasarısı ve ilgili konularda toplanan, www.change.org/hayvanhaklari adresi üzerinden ulaşılabilen 500.000 imza da yer aldı. Görüşmeye Yeryüzüne Özgürlük Derneği ve Engelli Hayvanları Koruma ve Hayvan Hakları Derneği’nden arkadaşlarımız da eşlik etti.

Haziran 19 TBMM’ye mektup var! Kaş Yunus Parkı’ndaki dört tutsak yunusun özgürlüğüne kavuşması için 2012’de platformumuz ile birlikte uluslararası imza kampanyası başlatan Richard O’Barry, bu kez TBMM’ye seslendi. Hayatını yunusların özgürlüğüne adayan ve 2010 yılında Koy (The Cove) isimli belgeselle Oscar kazanan Dolphin Project kurucusu, aktivist Ric O’Barry, Çevre Komisyonu gündeminde bulunan Hayvanları Koruma Kanunu’nun değiştirilmesine dair kanun tasarısı metninden yunus parkları ve hayvanlı sirklerin yasaklanmasına dair maddenin son anda çıkarılması üzerine, komisyon üyelerine bir mektup gönderdi. O’Barry, 19 Haziran’daki toplantıya ve sonraki süreçte gerçekleşecek Genel Kurul görüşmelerine atıfta bulunarak, “Tüm samimiyetimle inanıyorum ki, Çevre Komisyonu ve TBMM üyeleri ellerindeki bu fırsatı yunus parkları ve hayvanlı sirkleri yasaklamak için kullanacak ve tüm dünyaya bu konuda olumlu bir örnek teşkil edecekler” dedi. Kaş ve Bodrum yunus parklarına karşı sürdürdüğümüz uzun soluklu mücadelelerimize verdiği destekle bize büyük bir güç katan Yazar Buket Uzuner de Meclis’e mektup yazdı. Uzuner mektubunda bilimsel gerçekleri sıraladıktan sonra etik ve hukuki sorunları dile getirerek Meclis’in özgürlükten yana tavır almasını talep etti: “Türkiye’ye yakışan bir karar olarak yunus parkları ve hayvanlı sirklerin hayvanların korunması gözetilerek ivedilikle kapatılmasını sizden ve tüm komisyon üyelerinden bir T.C. vatandaşı, bir yazar, bir anne ve bütün canları eşit değerde gören bir insan kızı olarak talep ediyorum.”

Haziran 20 Yunuslara Özgürlük Platformu olarak Yazar Buket Uzuner ve Change.org ekibiyle birlikte, yerel sivil toplum kuruluşlarının ve sanatçıların desteğiyle, Bodrum’daki deniz hapishanesinin kapatılıp tutsak deniz memelilerinin koruma altına alınmasını talep eden 40 bin imzayı Bodrum Belediye Başkanlığı’na teslim ettik. Belediye Başkanı Mehmet Kocadon söz vermesine rağmen görüşmeye gelmedi. Kendi yaptıkları pankartlarla çevredekilere müthiş mesajlar veren Bodrumlulardan ise eyleme müthiş bir destek geldi. Hâlihazırda süreci takip eden başta Yaban Hayatı Eylem Grubu olmak üzere, Mavi Yol Girişimi, Bodrum Kent Konseyi, Bodrum Sualtı Derneği, TEMA Vakfı Bodrum Gönüllüleri, Bodrum Gezi Dayanışması ve Bodrum Çarşı taraftar grubu gibi birçok yerel sivil toplum kuruluşu ve oluşum, Bodrum Belediye Meydanı’ndaki boykotumuzda yanımızdaydı. Tiyatrocu Kaan Çakır ve Gülbin Yeşil de, esaret karşıtı demeçleriyle bize çok büyük bir güç verdiler. 2011’den bu yana Yunuslara Özgürlük Platformu olarak Bodrum Yunus Parkı’na karşı yürüttüğümüz mücadelede, bundan sonra yereldeki adımlar hepsinden önemli olacak ve Bodrum Yunus Parkı’ndaki tutsak deniz memelilerinin kaderinde çok önemli bir rol oynayacak. Kaş’ta olduğu gibi hep birlikte Bodrum’daki hayvan esaretinin, ticaretinin ve bundan beslenen çıkar çevrelerinin de sonunu 2015’te getireceğiz!

Haziran 21 Bodrum eylemimizden tam bir gün sonra Antalya’da da yunus parklarının kapatılması için eylem vardı. Antalya Barosu Hayvan Hakları Kurulu ve Tabipler Odası, stk’ların ve bağımsız aktivistlerin katılımıyla düzenlediği eylemde “mevcut parkların da kapatılması” çağrısını yineledi. Antalya merkezde gerçekleştirilen Yunus Parklarına Hayır eylemi, TBMM Çevre Komisyonu’nun ticari çıkarlar doğrultusunda yasaklamaktan “vazgeçtiği” yunus parklarındaki kirli ticarete dikkat çekmek için “Yunus parkları kapatılsın”, “Esaret turizmine hayır”, “Hayvanlı sirklere hayır”, “Yunuslara özgürlük”, “Esarete sessiz kalmayın” yazılı dövizler ile ses getirdi. “Onların da avukatıyız” sloganıyla harekete geçen dostlarımız, dört yunus parkını sınırları dâhilinde bulunduran Antalya’da çok önemli bir sorumluluk üstlenmiş durumdalar.

Haziran 26 Yunuslara Özgürlük Platformu ve on binlerce kişi olarak 2011’den bu yana çağrıda bulunduğumuz Groupon Türkiye, Facebook sayfasında yayınladığı bir özür mektubuyla (http://on.fb.me/1pRLjMG) artık bu ticarete destek vermeyeceğini açıkladı. 2011’de sosyal medyada Yunus Parkları Kapatılsın sayfamız üzerinden ilk çağrıyı yapmış, bir yıl sonra ‘Change.org’ üzerinden imza kampanyası başlatmış ve üç yıl boyunca da çağrılarımızı dönem dönem Twitter’da binlerce kişinin katılımıyla kitlesel boykotlara dönüştürmüştük. Bugüne kadar Yunuslara Özgürlük Platformu olarak yürüttüğümüz kampanyalar ve duyarlı vatandaşlardan gelen tepkiler sayesinde Opet, Boyner, Denizbank, Digitürk, Kamil Koç gibi pek çok kuruluş yunus parklarından desteklerini çekmiş, yazılı mesajlarla bunu kamuoyuna bildirmişlerdi. Tepki göstermekten çekinmeyen ve sesini yükselten herkesin bir başarısı olan bu sonucun, herkese, özellikle de hayvan esaretine maddi destek sağlayan diğer şirketlere örnek olmasını umut ediyoruz.

Haziran 29 Alanya’da yaşayan yerli ve yabancı aktivistler, dünyada eş zamanlı yapılan eylemlere Türkiye’den eşlik ederek yunus parklarını protesto etti. Kaş ve Fethiye’deki eylemlerde desteğini esirgemeyen arkadaşlarımız Lisa Demirgil ve Gökçe Nihan Doğan, Alanya’da yaşayan diğer yerli ve yabancı aktivistlerle bir araya gelerek stant açtı ve yunus parklarına karşı ziyaretçileri bilgilendirdi. 2010 yılında Sealanya Yunus Parkı’nda dört yunus art arda ölmüş, tüm başvurularımıza rağmen tesise hiçbir cezai yaptırım uygulanmamıştı. Bölgeden gelen ihbarların ise hala ardı arkası kesilmiyor! Yakın zamanda daha net bilgiler edindiğimizde son durumu paylaşacağız.

Temmuz Bodrum Ilgınlar Plaj Kamping alanındaki Neşeli Kamp, eylemimizden kısa süre sonra 6-11 yaş grubundaki kampa katılan çocuklar ile birlikte Tutsak Yunuslar temasını işleyerek bir etkinlik gerçekleştirdi. Yunuslara Özgürlük Platformu’ndan Jane Kenney’nin eşlik ettiği etkinlikte çocuklar, yunusların doğal yaşamına dair bilgi edinirken, aynı zamanda gösteri merkezlerindeki esaret koşullarını öğrenerek kendi yaratıcılıklarıyla sloganlar ve pankartlar hazırladı, kamping içinde yaptıkları yürüyüşle yetişkinlerin duyarlılığını artırmaya çalıştılar.

Eylül 3 İstanbul Bilgi Üniversitesi Medya ve İletişim Sistemleri bölümü yüksek lisans mezunu Berivan Dural, bitirme projesi olarak yunus parklarının perde arkasını anlatan bir belgesel hazırladı. Yunuslara Özgürlük Platformu olarak bizim de belgesel için görüş, bilgi ve belge verdiğimiz Dural, YouTube’da yayınlanan “Onlar Aslında Gülümsemiyor” adlı belgeselinin bir kopyasını, Japonya’nın Taiji kasabasındaki kıyı sularını kana boyayan büyük yunus avını sonlandırmayı talep eden kısa bir mektupla birlikte İstanbul’daki Japonya Başkonsolosluğu’na gönderdi.

Eylül 13 Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) ve Atlas Çocuk, “İstanbul’un Yunusları” etkinliğinde Boğaz’da görülen üç farklı yunus türünün özelliklerini ve yaşam alanlarının korunmasının ne denli önemli olduğunu çocuklara gerçek boyutlardaki maket yunuslarla anlattı. İki günlük etkinliğe katılan tüm çocuklar, aileleriyle birlikte, vapur seferlerinde zaman zaman bize eşlik eden tırtak, afalina ve mutur hakkında yepyeni bilgiler edinirken, esareti ve işkenceyi süslü şovlarla perdeleyen yunus parklarına neden gitmememiz gerektiğini bir kez daha anlamış oldu.

Eylül 16 Bodrum Belediyesi’nin sınırları içinde yer alan yunus parkının kapatılmasına yönelik karar aldığı açıklandı. Bodrum Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi Yaman Olgaç, Bodrum Belediyesi’nin konuyu meclis gündemine almadan yönlendirdiği encümenden söz konusu tesisle ilgili ruhsat iptaline yönelik karar çıktığını belirtip, “Ağustos ayı sonunda alınan Bodrum Belediyesi Encümen kararında, tesisin denizdeki ve karadaki kaçak inşaatları için para cezası kesilmesi için adım atılmıştır. Karar 1 Eylül 2014 tarihinde Bodrum Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’ne gönderilmiştir. Bodrum Belediyesi Hukuk İşleri Müdürlüğüne göre bu karar ruhsatın iptali için yeterli” dedi. Bodrum Yunus Parkı’na karşı mücadelemiz hala sürüyor. Kampanyada hala imzanız yoksa, change.org/bodrumyunusparkinahayir veya change.org/closebodrumdolphinpark adreslerine imzanızı ve mesajınızı bırakabilirsiniz.

Eylül 22 Tuzla-İstanbul’daki 250 milyon dolarlık marina ve AVM projesi içinde yeni bir yunus parkı açılacağına dair gelen ihbarla birlikte harekete geçtik ve gizli gizli yürütülen inşaat sürecindeki parkın iptali için ilk başvurumuzu yaptık. Yaban Hayatı Eylem Grubu Başkanı Süha Umar’ın da destek verdiği süreçte Gazeteci Yalçın Doğan da bir kez daha çağrımızı duydu ve Tuzla’da açılması planlanan yeni yunus parkına atıfta bulunduğu Hürriyet’teki köşesinde, aynı zamanda İstanbul’daki bir yunus parkının sahibi olmasına rağmen, Tuzla’da inşa edilen yeni yunus parkıyla da ilgili “planları” olan İBB Başkanı Kadir Topbaş’a kısaca değindi. Ranta ve hayvan esaretine karşı tepki göstermek isteyenleri bu sayfadaki bilgi edinme başvurusunu göndermeye davet ediyoruz. Tuzla Yunus Parkı’na karşı mücadelemiz sürüyor. Çok yakında sayfalarımızda duyuracağız.

Ekim, Kasım ve Aralık aylarında süregelen TBMM süreci, Bodrum ve Tuzla mücadelelerimiz ile ilgili yol haritası çizerken, aynı zamanda bir süredir üzerine eğilemediğimiz çevirilere odaklandık. Gönüllü çeviri destekleriyle yunus parklarına karşı kamuoyunu aydınlatma konusunda mücadelenin büyük parçası olan arkadaşlarımız, bu süre içinde dünyanın dört bir yanından önemli haberleri paylaşmamızı sağladılar.

Dünyadan Türkiye’ye örnek olabilecek bazı 2014 haberleri…

* Brezilya, 1967’den bu yana en önemli balıkçılık yasaklarından birine imza attı! Brezilya hükümeti, yasalarla sıkı bir şekilde korunmasına rağmen bölgedeki balıkçılar tarafından Mota balığı (Piracatinga – bir tür yayın balığı) avında yasadışı bir şekilde yem olarak kullanılan Amazon nehir yunuslarını korumak için Mota avını tamamen yasakladı. Yasağın kalıcı olduğu düşünülürken, 2004’ten bu yana baraj yapımı, yasadışı balıkçılık ve bazı bölgelerde tesadüfü ağa yakalanma gibi nedenlerle popülasyonu %50 oranında düşen ve hakkında çok az şey bilinen “Boto”lara bir şans daha doğmuş oldu (aynı zamanda Mota’lara da tabii).

* United Airlines, dünya çapındaki yunus parklarına canlı yunus ve deniz memelisi taşımama kararı aldı! Whale and Dolphin Conservation başta olmak üzere çeşitli sivil toplum kuruluşlarının çağrısı ve Change.org adresinde başlatılan kampanya (http://chn.ge/1tBYfcb) sayesinde United Airlines, bundan böyle deniz hapishanelerine canlı deniz memelisi taşımayacak. 50 havayolu şirketi, yasağı uygulama kararı alırken, bu kirli ticarete destek veren havayollarına yönelik WDC çağrısı da şimdi Air China için devam ediyor: http://uk.whales.org/campaigns/brutal

* ABD’de 8. sınıf öğrencisi Phoebe Goldstein, önce annesiyle, sonra okul müdürüyle görüşerek tüm okulun, SeaWorld deniz parkına gitmesine engel oldu. Okul müdürü, Goldstein gibi öğrencilerin duyarlı oldukları konularda çaba sarfetmesinin gurur verici olduğunu belirtti ve yunus-balina parkı yerine alternatif bir gezi programı oluşturdu. Daha önce ABD’de ortaokul ve lise öğrencileri, internette imza kampanyaları düzenleyerek, orca ve eğitmen ölümleriyle adını duyuran SeaWorld deniz hapishanesinde mezuniyet balosu düzenlenmesini ve parkın gezi rotası olarak seçilmesini engellemişti. Türkiye’deki yunus gösteri merkezlerine toplu geziler düzenleyen tüm okullara örnek olması umuduyla…

* ABD-San Francisco’dan esaret endüstrisini sarsmaya yönelik örnek adım! Karara bağlanan yeni yasal düzenleme, “balina ve yunusların tutsaklıktan kurtulmayı ve hiçbir kısıtlama olmadan kendi doğal çevrelerinde özgürce yaşamayı hak ettiklerini” belirtiyor. Balina ve yunuslar ile birlikte tüm hayvanlar özgürce yaşama hakkına sahip olmalıdır. Keza aynı haberde, 26 yıllık hayatını sirklerde ve betonlarla örülü daracık kafesler ardında geçirmiş Tommy adındaki bir şempanzenin de “insan olmayan birey” olarak tanımlanması için ABD mahkemelerinde hala davalar sürüyor. Peki ya Türkiye?

* Yunus parklarını “besleyen” Taiji’deki sürek avı tüm vahşetiyle devam ediyor! Bu kez, nadir görülen Grampus türü bir albino yunus daha yunus parklarına satılmak üzere ailesinden ve denizlerden koparıldı. Geçtiğimiz yıl, tüm dünyanın gözü önünde bir yavru albino daha annesinden koparılmış ve beton havuza hapsedlmişti. “Angel” (melek) adı verilen bu yunus, şu anda hala Taiji’de hapis. #tweet4taiji #tweet4dolphins

* Bu kez TBMM’ye örnek olacak bir haber de Meksika’dan geldi. Kongre hayvanlı sirkleri ülke çapında yasakladı! #GösteriDevamEtmemeli

* Güney Amerika’dan bir iyi haber daha! Arjantin’de bir orangutana ‘insan hakları’ verilecek. Fakat şöyle de bir gerçek var… Aslında onlar zaten hep “insan olmayan bireyler”di. Yalnızca hayvanlar âleminin bir üyesi olan biz insanlar bunu geç kabulleniyoruz. Daha da kötüsü, ancak bir “şey” değil de bir “kişi” olduğuna inandığımızda, hayvanların en temel haklarını onlara “geri verme” cüretini kendimizde bulacak kadar kibirliyiz. Ne zaman kayıtsız, şartsız olarak hayvanların özgürlüğünü kabul edeceğiz?

Hazırlayan: Yunuslara Özgürlük Platformu, 6 Ocak 2015