Yunus parklarına karşı mücadelemize destek olan Buket Uzuner’in kampanyacılık hikâyesi

Kaş’ın ardından Bodrum Dolphin Park yunus gösteri merkezindeki tutsak hayvanların özgürlüğü için çağrılarımıza imza kampanyalarıyla her daim destek veren Buket Uzuner, change.org imzacılarına mailing ile gönderilen yazısında yunuslarla ilgili öyküsünü ve kampanyacılık deneyimini anlatıyor. 

2011’den bu yana Yunuslara Özgürlük Platformu olarak Kaş ve Bodrum’daki yunus gösteri merkezinin kapatılması ve hayvanların koruma altına alınması için yerel sivil toplum kuruluşları, uluslararası hayvan hakları örgütleri, sanatçılar ve yazarlarla bir arada yürüttüğümüz kapsamlı mücadeleyi (halka açık bilgilendirme toplantıları, yasal başvurular, eylemler, okullarda seminerler, denizde yunus gözlem turları, röportajlar, vb.web sitemizdeki bu bağlantılardan (Kaş & Bodrum) ve Facebook sayfamız olan Yunus Parkları Kapatılsın’ın ilgili albümlerinden (Kaş 2011 – 2012 – 2013 & Bodrum 1 – 2) görebilirsiniz. İmza kampanyaları, pek çok farklı ayağı olan bu mücadelenin önemli aşamalarından biri. 


Yazı: Buket Uzuner, 14 Haziran 2019

Her şey bir kurgu romanla başladı. Çevre ve iklim sorunlarını merkeze aldığım “Tabiat Dörtlemesi” nin ilk romanı “Su” 2012 yılında yayımlanıp, çok okunanlar listesine girince, romanda tıpkı insan karakterleri gibi yer alan yunuslar da gündeme geldi.

Bu kurgu romana konu olan yunuslar, gerçek hayatta romanın geçtiği İstanbul şehrinin Marmara Denizi’nin doğal sakinlerindendir ve biz İstanbullular, “dünyada içinden deniz geçen tek şehir olan İstanbul’da her gün Asya ile Avrupa kıtası arasında mekik dokuyan vapurlara coşkuyla eşlik eden yunuslara çok aşinayızdır. Böylece romanın okurları vapurlarda seyahat ederken rastladıkları yunusların fotoğraflarını çekip, bana göndermeye veya sosyal medyada paylaşmaya böylece başladılar.

Kitabın çıkışından kısa bir süre sonra, Change.org Türkiye’nin yöneticisi ve arkadaşım olan Dr. Uygar Özesmi beni aradı ve “SU” romanının yarattığı farkındalığı, Türkiye’deki yunus gösteri merkezlerinde esaret altında tutulan yunuslar yararına kullanmak ve bir imza kampanyası başlatmak ister miydim, diye sordu. Uygar Özesmi’nin çevreci ve iyilik odaklı hayat görüşüyle kurduğu bu ilişki. Benim için de çok güzel bir fırsat ve değerli bir teklifti, hemen kabul ettim. Biyoloji ve ekoloji eğitimi almış bir bilim insanı ve tüm canların yaşam hakkına saygı duyan bir insan, bir yazar olarak yunusların gösteri merkezlerinden kurtarılıp, özgür olmalarına sözcülük etmeyi içtenlikle istedim. #yunuslaraözgürlük kampanyam işte böyle başladı.

“Yunuslara Özgürlük Platformu”nun desteği ile ilk adımı “Kaş Yunus Parkı” için attım. Bölgede uzun yıllardır parkın kapatılması için çalışan pek çok sivil toplum kuruluşu vardı. Ortak çalışmalarımız sonunda benim sözcülüğümle Change.org’da imza kampanyası başladı. “Yunuslara Özgürlük Platformu”, “WWF”, “Kaş Sualtı Derneği” ve “Kaş Turizm Tanıtma Derneği”nin geçmiş yıllarda yaptığı araştırmalar ve kurduğu temel nedeniyle kampanyamız hızla ilerledi. Change.org ekibinin desteği ile kampanyamızı geniş kitlelere duyururken, Kaş’taki sivil toplum kuruluşları sayesinde yerelde neler olduğunu yakından takip etme şansım oluyordu.

Kaş imza teslimi

Kampanyamızın imza sayısı 20.000’e ulaştığında, kampanyaya destek veren sivil toplum kuruluşları, Kaşlılar ve Kaş’ı sevenlerle bir araya gelerek, talebimizi bir kez daha dile getirdik ve imzaları dönemin belediye başkanı ve kaymakamına teslim ettik. Yunuslar için bir bayram günü olarak hissettiğimiz o gün, Kaş Meydanı’nda #yunuslaraözgürlük sloganıyla ve içten bir heyecanla buluşan bizlerin sevicine, Twitter, Facebook’ta yüzlerce insan da eşlik etmekteydi.

Biz bir yandan toplanan imzaları teslim etmek için dosyaları düzenler, bir yandan da pankartımızı hazırlarken o an fiziken yanımızda olamasalar da sosyal medyadan bizi destekleyen insanların paylaşımları, bizim için önemli bir dayanaktı. Böyle anlar, atılan imzaların bir sayaç olmaktan çıkıp ete kemiğe büründüğü heyecanlı, cesaret verici anlardır.

O duygu yoğunluğu ile gittiğimiz Kaş’ta yetkililere imzaları ve #yunuslaraözgürlük talebimizi bir kez daha ilettik. Ve imza tesliminden kısa bir süre sonra Kaş Yunus Parkı kapatıldı. Bu başarıda bizlerin talebini dinleyen, imzalarımıza değer veren o dönemin Kaş Belediye başkanı ve kaymakamına da teşekkür ederiz.

Yunus parklarının kapatılması için canla başla çalışan sivil toplum kuruluşlarına destek verebilmek, bir kurgu romanımda yarattığım yunus karakterinin sevilmesi sayesinde gerçek hayattaki esir yunusları kurtarmaya ve o hayvanların sesi olmaya çalışmak beni içtenlikle mutlu etti. Bunun özellikle gençlere de örnek olabileceğine dair bir umuda kapıldım.

Ayrıca bu süreç benim için yepyeni bir öğrenme deneyimi ve kampanya yürütme heyecanıydı. “Kaş Yunus Parkı” kapandıktan sonra arayı soğutmadan Change.org ekibi ve “Yunuslara Özgürlük Platformu” ile bundan sonra atılacak adımın ne olacağını konuştuk. Sıradaki hedef “Bodrum Yunus Parkı”ydı. Benim ve arkadaşlarımın asıl hedefi, ülkemizde esaret altında tek yunus kalmayana dek adım adım tüm yunus kamplarını kapattırmak yolunda çalışmaktı.

Böylece yeniden yoğun bir kampanya sürecine girdik, bu kez hem epostalarla hem sosyal medya paylaşımlarıyla konuyu sıcak tutmaya çalıştık, imzalar toplandıkça yetkililere tekrar seslendik. Bu süreçte de yunusların özgürlüğüne içtenlikle destek veren Change.org ekibinin hem fikirleri hem de manevi desteği hep yanımda oldu. Uzun çalışmaların sonunda çok sıcak bir yaz günü “yunuslara özgürlük” isteyen insanlarla Bodrum’da bir araya geldik.

Bodrum imza teslimi

Hikâyemizin bundan sonraki evresi henüz “mutlu son”a ulaşmadı. Çünkü 2014 yılındaki kampanyamız bizim dışımızda gelişen nedenlerle henüz başarılı olamadı. Topladığımız imzaları teslim etsek de, hep birlikte içtenlikle ve ısrarla “yunuslara özgürlük!” desek de o zamanki yetkililer maalesef hiçbir olumlu adım atmadı. Bodrum’da bir havuzda, içkili restoran ruhsatıyla işletilen bir yerde yunusların esareti devam etti.

Bu dönemde kampanyamız da durgun bir döneme girdi ama umudumuzu yitirmedik. Çünkü tüm canlıların doğal hakkı olan özgür yaşam için mücadele ederken yapılmayacak tek şey vardır ve bunu tarihteki tüm roman kahramanları bilirler. O da: asla vazgeçmemektir! Unutmayın her şey ”Su” romanının kahramanı olan yunuslarla başlamıştı.

Böylece, 5 yıl sonra Bodrum’daki tutsak yunuslar için yeniden yola koyulduk. Geçtiğimiz hafta Büyük Millet Meclis’inde toplanan Hayvan Hakları Komisyonu ve son seçimlerde Bodrum’a yeni seçilen belediye başkanı bizim için bir umut oldu. Üstelik sivil toplumdan uzmanları ve aktivistleri dinlemek için toplanan komisyonda “Yunuslara Özgürlük Platformu” da yer alacağını da sevinerek öğrendik. Bu veriler ışığında kampanyanın tüm tarafları yeni seçilen belediye başkanına seslenerek yunusların hayatlarını kurtarmak için kampanyamızı tekrar açtık. Bu linkten kampanyayı görebilirsiniz.

#YunuslaraÖzgürlük kampanyasının oluşum hikâyesini sizlerle paylaşırken çalışmamızın her aşamasında kendilerine gereksindiğim zamanlarda telefonun ucunda olan, bazen gece yarısı bir gelişmede bazen yapılması gereken bir değişiklikte yanımda hissettiğim Change.org ekibine bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.

İçtenliklerine güvendiğim Change.org ekibi, son derece deneyimli ve sabırlı destekleri ve çalışmalarıyla bana güven verdi. Onların fikir ve deneyimleri olmasaydı ben tek başıma bu kampanyayı yürütemezdim. Bir iyilik veya bir değişim yaratmak isteyen, bunun için insanlara seslenmeye karar vermiş, kampanya başlatmış birine en büyük desteğin, kampanyacılığın nasıl yapılabileceğini, nelerin mümkün olduğunu gösterecek, işin inceliklerini bilen deneyimli kişilerden geldiğini bizzat yaşamış oldum. Bu desteği bana veren Change.org ekibine hem kendi adıma hem de tutsak yunuslar adına çok teşekkür ediyorum.

En yunusî sevgilerimle,

Buket Uzuner