İstanbul Sea Life Akvaryum Saros Körfezi ÖÇKB’den deniz canlılarını çalarken yakalandı

İstanbul Forum AVM’de bulunan Sea Life Akvaryum’a ait ticari bir araç, akşam saatlerinde Saros Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde (ÖÇKB) hayvanları denizden çıkartıp araca yüklerken suçüstü jandarmaya yakalandı. Doğal yaşam ortamlarından çalınan bazı hayvanların, avlanması yasak olan koruma altındaki türler olduğu anlaşıldı.

(Örnek şikayet başvurusu metni için tıklayın)

2 Ağustos 2019 – Saros Körfezi’ne yüzmeye gelen kişiler, 30 Temmuz Çarşamba günü akşam saatlerinde İstanbul Sea Life Akvaryum’a ait bir aracı, koruma altındaki Kömür Limanı ve Despot Koyu arasında park halinde görünce şüphelenerek jandarmaya bildirdi. Scuba dalışlarında kullanılan alüminyum tüpleri fark eden ziyaretçilere, akvaryuma deniz suyu alma amacıyla bölgede olduklarını söyleyen İstanbul Sea Life ekibi, Gelibolu İlçe Jandarma ekiplerinin hızlı baskını sonucunda araç içinde sakladıkları deniz canlılarını çıkartmak zorunda kaldı.

Araçtan avlanması yasak kırmızı denizyıldızı çıktı

Jandarma, İstanbul Sea Life Akvaryum’a ait araçta plastik taşıma kapları ve deniz suyu içinde deniz anemonu, deniz şakayığı ve Su Ürünleri Tebliğ’ne göre avlanması yasak olan kırmızı denizyıldızı gibi çeşitli hayvanların olduğunu tespit etti. Olayla ilgili tutanak oluşturan (**) jandarma ekipleri hazırladıkları raporu, özel çevre koruma bölgesinde gece dalışı yaparak yasadışı avlandığı gerekçesiyle İstanbul Sea Life Akvaryum’a yasal yaptırım uygulanması için İlçe Su Ürünleri Müdürlüğü’yle paylaştı. El konulan deniz canlılarının ise, Saros Körfezi’nde uygun bir alanda jandarma tarafından yeniden denize bırakılacağı öğrenildi.

“Hassas A” bölgesinde kara ve su ürünleri avcılığı yasak

Akvaryum ekiplerinin yasadışı avlandığı Kömür Limanı ve Despot Koyu, Saros ÖÇKB Yönetim Planı’na göre kara ve su ürünleri avcılığının kesinlikle yasak olduğu “Hassas A” bölgesinde yer alıyor.

Hassas A bölgesi, “doğal, tarihi ve kültürel değerler yönünden bölgenin en zengin, aynı zamanda tehditlere karşı en hassas yerleri olup, insan faaliyetlerinin büyük oranda kısıtlandığı alanlar” olarak tanımlanıyor. Aynı zamanda bu bölgelerde “yaban hayatına zarar verecek, rahatsızlık yaratacak ve ekolojik ilişkilerin bozulmasına neden olabilecek” hiçbir faaliyete izin verilmiyor.

Koruma altındaki türlerin avlanmasını yasaklayan Su Ürünleri Tebliğ’ne ve ÖÇKB koruma hükümlerine uymayan İstanbul Sea Life Akvaryum, aynı zamanda 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda yer alan “Yabani hayvanların yaşama ortamlarından koparılmaması, doğada serbestçe yaşayan bir hayvanın yakalanıp özgürlükten yoksun bırakılmaması esastır” maddesini de ihlal etmiş bulunuyor.

Şimdi, çeşitli kanunlara muhalefet ettiği gerekçesiyle Sea Life Akvaryum’a Tarım ve Orman Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlıklarının ilgili kurumları tarafından verilecek yasal yaptırım bekleniyor.

“Korumak varken bu vahşet, bu korsanlık niye?”

Olaya şahit olan ve jandarma ekiplerini hızla bölgeye yönlendiren Çetiner Doğru, konuyla ilgili sosyal medya paylaşımında “Bizler denizlerimize bu kadar özen gösterirken, bu canlıları kendi ortamlarında ziyaret etmek varken veya bizden sonraki gelecek nesillere ve dalıcılara bu güzellikleri göstermek varken bu vahşet, bu korsanlık niye?” dedi.

Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu Çevre Kurulu Başkanı ve Sualtı Görüntü Yönetmeni Tahsin Ceylan ise yaptığı paylaşımda, “Kurumsal bir işletmenin yasadışı bir uygulama içine girmiş olması üzücüdür. Tarım Bakanlığı konunun muhatabıdır. Kötü olarak yapılan hiçbir şey iyi insanlara örnek olmamalıdır. Duyarlı ve sorumlu davranışı nedeniyle Sevgili Çetiner Doğru’yu alkışlıyorum,” dedi.

“Hayvanları koruyan bütüncül yaklaşım eksik”

Türkiye’de hayvan esaretinin sonlandırılması için mücadele eden Yunuslara Özgürlük Platformu ise, sosyal medyada paylaşılan fotoğraflar üzerinden akvaryum hakkında ilgili bakanlıklara suç duyurusu yapacağını açıklayarak hayvan hakları ve doğa koruma derneklerini harekete geçirdi.

Platform sözcüsü Öykü Yağcı yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Sualtı Gazetesi tarafından bize ulaştırılan ihbar sonrasında mevcut yasaları tekrar gözden geçirirken, neredeyse ilgili olabilecek hiçbir ulusal mevzuatta yabani fauna ve flora türlerinin doğal yaşam ortamlarından koparılmasına ve esaret altına alınmasına dair somut bir madde olmadığını fark ettik.

İstanbul Forum Akvaryum’un doğal yaşam ortamından çaldığı bu türlerden bazıları koruma altında olmasaydı veya avlandıkları alan ÖÇKB olmasaydı, belki de akvaryum yetkililerine hiçbir yaptırım uygulanmayacaktı. Nitekim, mevcut düzenlemelerde bile bu tür vahim olaylara karşı verilen para cezaları caydırıcı olmaktan çok uzak; suç kapsamında bile değil.

Türü veya koruma statüsü ne olursa olsun, hayvanların doğal yaşam ortamlarından koparılarak yapay ortamlarda tutsak edilmesi ve yasaların bu kadar teşvik edici olması kabul edilemez.

Mevcut kanunlar, çeşitli yönetmeliklerdeki bazı muğlak ibarelerle kolaylıkla delinebiliyorken, özellikle de sorunun ahlaki boyutu gerektiği gibi tartışılmıyorken, hayvanları ve doğal yaşam ortamlarını bütüncül bir yaklaşımla koruyabilen yasal düzenlemelerin eksikliğini Türkiye’de her geçen gün daha fazla hissediyoruz.

Bu nedenle ulusal ve uluslararası boyutlardaki hayvan ticaretinden beslenen bu tür işletmelere gitmeyerek ve yasa yapıcılara bu tesislerin yasaklanması yönündeki çağrılarımızı ulaştırarak esareti hep birlikte sonlandırabiliriz.”

* Fotoğraflar, olaya şahit olan ve ekipleri jandarmaya bildiren Çetiner Doğru’nun paylaşımından alınmıştır. Bize konuyla ilgili ayrıntılı bilgi verdiği ve hayvanların yeniden doğal yaşam ortamlarına dönmesi için benzersiz bir duyarlılık gösterdiği için kendisine bir kez daha teşekkür ederiz. Aynı şekilde, bize bu ihbarı ulaştıran Sualtı Gazetesi’ne de teşekkür ederiz.

** Çetiner Doğru’dan aldığımız ek bilgiye göre, “Bu vaka ile ilgilenirken jandarma birimlerine 112 Acil’den başka bir olayın haberi ulaşınca jandarma ekipleri, şahısları karakola davet edip bakacakları olaydan sonra merkeze geleceklerini bildiriyorlar. Ancak şahıslar, jandarmanın çağrısına uymayarak geri dönüyorlar.”